ÇAĞATAY ÜSKÜDAR
AVUKAT - ARABULUCU

Facebook hakareti herkese açık paylaşım ile yapılmışsa aleniyet ilkesi gerçeklemiş midir? Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin internet ve sosyal medya yoluyla işlenen suçlara yönelik kararları mevcuttur. İncelediğimiz bu kararda ise aleniyet unsuruna açıklık getirmiştir. Kişinin herkese açık Facebook hakaret içerikli paylaşımında aleniyet ilkesinin gerçekleştiğini belirtmiştir.

Facebook Hakaret Paylaşımlarında Aleniyet Unsuru Neden Önemli?

Hakaret suçunun internet ve sosyal medya yoluyla işlenmesi halinde aleniyet unsuru tartışmalıdır. Nitekim bu noktada aleniyetin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti önemlidir. Çünkü Hakaretin alenen işlenmesi halinde, öngörülen ceza 1/6 oranında arttırılmaktadır.

Facebook Hakaret

Yargıtay’ın Facebook hakaret paylaşımında aleniyet unsuru ile ilgili görüşü şu şekildedir. Eğer hakaret iki kişinin kendi arasında özel mesajlaşması esnasında gerçekleştiyse aleniyet unsurunun oluşmayacaktır.

Ancak birden fazla kimsenin görebilme veya ulaşabilme olasılığının bulunduğu herkese açık paylaşımlarda durum değişmektedir. Bu durumda Yargıtay, hakaretin aleni olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir. Bu durumu detaylı olarak 12. Ceza Dairesi de 2017/4286 E. 2018/1180 K. sayılı kararında açıklamaktadır.

Kararda Facebook üzerinden herkese açık bir paylaşımda yer alan hakaret incelenmektedir. 12. Ceza Dairesi, Facebook hakaret paylaşımıyla gerçekleşen suça ilişkin aleniyetlik unsuru için paylaşımın başkaları tarafından görülmesinin şart olmadığını belirtmiştir.

Hakaretin belirlenemeyen sıfat ve sayıda kişi tarafından görülme, duyulma, algılanabilme olasılığının bulunması yeterlidir. Herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin de aleniyeti oluşturduğunu belirtmektedir.

Bu sebeple sosyal medya hakaret suçlarında dikkat edilmesi gereken nokta şudur. Hakaret herkese açık bir paylaşım ile yapılmışsa alenidir. Bu sebeple TCK Madde 125/4 uyarınca verilecek cezanın altıda bir oranında artırılması gerekir. İki kişi arasında sosyal medya vasıtasıyla gerçekleştirilmişse basit hakaret suçunu oluşturmaktadır.

[konulink link=”https://www.uskudar.av.tr/sosyal-medya-yoluyla-hakaret-sucu/” linkbaslik=”Sosyal Medya Yoluyla Hakaret Suçu“]Aşağıdaki linkten sosyal medya yoluyla gerçekleşen hakaret suçuna ilişkin detayları okuyabilirsiniz.[/konulink]

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/4286 E. , 2018/1180 K. sayılı Kararı (Facebook üzerinden Hakarete ilişkin karar)

Mahkemesi: Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar: Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler:
1- Hakaret suçundan dolayı TCK’nın 125/2, 62/1, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/2, 43/1, 62/1, 53/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Dairemizin 14.06.2017 tarihli tevdi kararı uyarınca; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanığın temyizi ile ilgili görüş içeren ek tebliğnamenin düzenlendiği belirlenerek yapılan incelemede:

A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın sübuta, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Sanığın sübutu kabul edilen hakaret suçunun yasal unsurlarının tarif edildiği TCK’nın 125/2. madde ve fıkrasının, yaptırım yönünden aynı maddenin birinci fıkrasına atıfta bulunmasından dolayı sanık hakkında temel ceza belirlenirken, uygulanan kanun maddesinin, “TCK’nın 125/2. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Kanun’un 125/1. madde ve fıkrası” şeklinde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. madde ve fıkrasına aykırı hareket edilmesi,

2- Hakaret suçunu oluşturduğu kabul edilen eylemin, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, sanığa tayin olunan temel cezada TCK’nın 125/4. madde ve fıkrası gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak, sanık hakkında eksik ceza hükmedilmesi,

Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,

B) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın sübuta, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Sanık …’un, eski kız arkadaşı olan mağdur … ile mağdurun eşinin yan yana, el ele ve günlük kıyafetleriyle çektirdikleri resmini, mağdura ait facebook hesabından ele geçirip, mağdurdan ayrılmadan önce onunla beraber kullandıkları ve şifresini bildiği aynı sitedeki hesap üzerinden, mağdurun bilgisi ve rızası dışında yayımladığı olayda; Mağdura ait facebook hesabında mağdur tarafından yayımlanan ve mağdurun günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği resmi, mağdurun başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel yaşam alanına ilişkin bir görüntü olarak kabul edilemeyeceğinden, mağdurun kişisel veri niteliğindeki resmini, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle facebook adlı sosyal paylaşım sitesi üzerinden yayımlayan sanığın eyleminin, TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanık hakkında TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasında düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,

2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmaksızın suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile sanığa tayin olunan temel cezada TCK’nın 43/1. madde ve fıkrası gereğince ¼ oranında artırım yapılarak fazla ceza hükmedilmesi, kanuna aykırı,

b) Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Yargıtay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir